15 Ekim 2011 Cumartesi

Hakim Bey - Gözden Kaybolma Olarak Güç İstenci


Gözden kaybolma olarak güç istenci

‘’Foucault, Baudrillard ve diğerleri ‘’ gözden kaybolma’’nın çeşitli biçimlerini etraflıca tartışmıştı. Bense burada TAZ’ın bir bakıma gözden kaybolma taktiği olduğunu öne sürmek istiyorum. Teorisyenler Toplum’u gözden kayboluşundan bahsettiklerinde kastetikleri kısmen ‘’ Toplumsal devrimin ‘’ imkansızlığı ve kısmen de ‘’Devlet’’in imkansızlığıdır – iktidarın dipsiz kuyusu, iktidar söyleminin sonu. Bu durumda anarşist soru şu olmalı : neden tüm anlamını yitirmiş ve katıksız simülasyon haline gelmiş bir iktidara karşı koyma zahmetine girelim ki? Böyle karşı koyuşlar ancak tüm silah fabrikaları ve hapisanelerin anahtarlarını almış olanların tehlikeli spazmıyla sonuçlanacaktır. ‘’

‘’Benim okumamda, gözden kayboluş bizim çağımız için son derece mantıklı bir radikal seçenek olarak görülüyor, radikal projenin felaketi ya da ölümlü olarak değil. Teorinin marazi, ölüm kaçkını nihilist yorumundansa benim okumam onun içinden daima süregelen ‘’gündelik hayatın devrimi’’ için faydalı stratejiler kazıp çıkarmayı amaçlıyor: politik ya da toplumsal devrimin en son fiyaskosuyla bile sekteye uğrayamayacak bir mücadele çünkü dünyanın sona ermesinden başka hiç bir şey ne gündelik hayata ne bizim iyi şeylere, olağanüstüne duyduğumuz özleme son veremez. Ve Nietzche’nin de dediği gibi, dünya sona erebilecek olsa mantıki olarak bu olmuş olmalıydı; olmadığına göre olmuyor demektir.’’

‘’Zerzan ve Black birbirinden bağımsız olarak çeşitli ‘’ret öğretileri’’ne değindiler ki bunlar bir şekilde kısmen bilinçli ama kısmende bilinçsiz bir biçimde herhangi bir solcu ya da anarşist fikirden kat be kat daha fazla tesiri olarak radikal bir gözden kayboluş kültürünün emarleri olarak görülebilir. Bu jestler kurumlara karşı yapılmıştır bu bakımdan olumsuzdurlar. Yine de her jest kurumu reddetmekle kalmayıp onun yerini alacak ‘’olumlu’’ bir taktik de önerebilir.

‘’eğitime karşı olumsuz jest’’
‘’politikaya karşı olumsuz jest’’
‘’çalışmaya karşı olumsuz jest’’

‘’Peki sanatı reddi nasıl olacak? ‘’olumsuz jesti bir ‘’sanat grevi’’ nin aptalca nihilizminde ya da meşhur bir tablonun tahrifinde aramak beyhude – bakacağımız yer daha sanat sözünü duyar duymaz pek çok insanın tüylerini diken diken eden evrensel düzeyde bir can sıkıntısıdır. Ücretli olamayan, kendini tarihten ve hatta piyasadan azade kılabilen bir estetiği düşlemek mümkün mü? Ya da hiç değilse buna meyleden? ‘’

‘’Kaos bilimi’’ tüm dil ve anlatım sistemi tertiplerinden daimi olarak bir kaybolan mevcudiyetin izlerini sürer; ele avuca sığmayan bir mevcudiyet, fani, latif – kültürel genlerin kaotik bir biçimde yeni ve kendiliğinden düzenler oluşturarak etrafında vuku bulduğu Tuhaf Çekici. Burada kaos ve düzen arasındaki hudutta, sınır çizgisinde,, sistemin çöküşünün aydınlanmaya tekabül edebileceği ‘’afet’’ bölgesinde yer alan bir estetiğe sahibiz. ‘’

‘’Sanatçının gözden kayboluşu Situasyonist ifade ile ‘’ sanatın bastırılması ve gerçekleştirilmesi’’dir. Ve hiç yeniden görüldük ve duyulduk mu ki? Croatan’a gidiyoruz – peki akıbetimiz ne olacak ? Tüm sanatımız tarihe bir veda notundan ibaret- ‘’Croatan’a gittik’’ –

Hakim Bey - Geçici Otonom Bölge - Ontolojik anarşi - Şiirsel Terörizm 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder