Bir Protesto Biçimi Olarak Veganizm
Hayvanlara bir nesne muamelesi yapılmamalı, onların
canlı olduğu bilinerek davranılmalı; diğer canlıları kendi amaçlarımız uğruna
aşağılama hakkına sahip değiliz. İnsan toplumlarında buna kölelik adını veriyoruz, hayvanlar olunca adı
değişmiyor. İnsanca kölelik diye bir şey yok, insanca bir kölelik olmadığı gibi
insancıl ya da insanca bir kesim de yok, insanca bir sömürü ya da insanca bir
istismar da yok. Hayvanları kendi amaçlarımız uğruna boyunduruk altına alma
eyleminin kendisi ahlâken kabul edilemez; çünkü bu eylem diğer bir canlının acı
ve ızdıraptan uzakta yaşama özgürlüğünün elinden alınmasına yol açıyor. Ne
yazık ki “hayvan refahı” adı verilen şey, hayvanları boyunduruk altına almak
adına süreç içerisinde küçük
iyileştirmeler yapmaktan ibaret. Eğer siz bir köleyseniz ve daha büyük bir
odada yaşamanıza izin veriliyorsa, bu artık sizin bir köle olmadığınız anlamına
mı gelir? Bu yüzden Tom Regan daha büyük kafesler istememeliyiz diyor; tam
tersine bizler boş kafeslerden daha azına razı olmamalıyız.
Bazı insanlar
hayvan hakları düşüncesine hayvanlar akılcı düşünemediği ya da konuşamadığı
için karşı çıkıyor; ama konuşamadığı ve akılcı düşünemediği halde çok küçük
yaştaki çocukların hakları olduğunu kabul ediyoruz. Konuşabilmek, haklarına
sahip çıkmak, insan olsun olmasın hiç bir canlının hakkını reddetme sebebi
olamaz. Hayvan haklarını kabul etmek hayvanların tamamen insanlar gibi olduğu
anlamına gelmez; hayvanların kendi yaşamlarını yaşayan duygu sahibi varlıklar
olarak saygıyla davranılmayı, sömürü ve baskılardan özgür bir biçimde yaşamayı
hak ettikleri gerçeğini kabul ettiğimiz anlamına gelir.
Bütün bu gereksiz
hayvan sömürüsünün en kafa karıştırıcı yönü ise çözümün son derece kolay
olması. İnsanlar vegan olarak yaşayabilir, bugün dünyanın her yerinde bu
çözümün doğru olduğunu gösteren milyonlarca vegan var. Etik veganlar olarak her
an ve her yerde hayvan sömürüsü uygulayan bir dünyada tür ayrımcılığına karşı
çıkmanın ne demek olduğunu hayata geçirmiş oluyoruz. Etik veganlar olarak
hayvan kullanmanın ve sömürmenin doğru olmadığını ve bu anlamda beslenme
biçimimizin her öğünde hayata geçirdiğimiz bir protesto şekli olduğunu
gösteriyoruz. Veganizm kendi etik anlayışımızın bir ifadesi.
Buna rağmen, kendi
vicdanlarını rahatlatmak ve eylemsizliklerini haklı çıkarmak için hepçil
insanların samimiyetle “bir insan ne değiştirebilir ki?” diye sorduğunu
duyacaksınız. Tek başınıza süt endüstrisini değiştiremez ya da yumurta
endüstrisine son veremezsiniz. Gene de vegan olmak hayvan haklarına inanan
herkes için çok temel bir adımdır. Hayvanların biz kullanalım ya da istismar
edelim diye var olmadığını göstermek adına bir insanın ortaya koyabileceği en
temel eylemdir. Buna ek olarak tür ayrımcılığına karşı mücadele etmek de
kendileri konuşamayanlar adına söz söylemeyi gerektiriyor. Hayvan haklarını
umursayan çoğu insan hayvancılığın istismarlarını gösteren bir belgesel
yayınlamak yerine bizleri bir müddet sonra terörist diye resmeden bir medya
tarafından marjinalize edilse de, etrafımızdaki insanlar üzerinde kalıcı bir
etki bırakabiliriz. Arkadaşlarımzı, ailelerimizi, topluluk ve grupları
eğitebilir, onlara hayvanlara yönelik davranışlarımızda neyin yanlış olduğunu
gösterebiliriz. İnsanlar bu konudaki samimiyetimizi görünce belki hayvanların
acı çekmesine katkıda bulunmaları konusunu yeniden düşünmeyi deneyebilirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder