Nathan Bond
Psikiyatri kurumunun para kazanma ve (aslında bir çeşit
mental hastalık olan) sosyal hiyerarşiyi sürdürme mitiyle, kurumsal hayvan
istismarı ve bir çok insan grubunun
baskı altına alınması arasındaki bağlantıları düşünürken bir çok şey keşfedilmeli:
1- psikiyatri ve
hayvanların işkence görmesi
2- psikiyatri ve insanların baskı altına
alınması
3- ve bu bilgiyle
ne yapılması gerektiği.
ABD’de hayvan
deneylerinde ilaç kullanılması
zorunludur, preklinik deneylere tabi tutulan bir çok ilaç insanlar üzerinde
denenmiyor ya da ABD Tarım Bakanlığı tarafından değerlendirilmiyor bile. Hata
yok: piyasadaki her ilaç ya da piyasaya psikiyatrik amaçlara hizmet etmesi için
sürülmesi beklenen her ilaç laboratuar hayvanlarını zehirliyor.
Ayrıca, pürneşe
J. David “Kaşlar” Jentsch tarafından ortaya konulduğu gibi deneyler genelde
hayvanlara işkence etmenin bu hayvanlara fizyolojik olarak ne yaptığını
gözlemlemek amacıyla gerçekleştiriliyorlar. Bunun sonucu olarak yeni ilaçlar
geliştirilebilir, ve bu da doğal olarak daha çok hayvan deneyi yapılması
anlamına gelir.
Hayvan
deneylerinin manasızlığına değinilmeyecek bu yazıda. Hiçkimsenin bu tür
deneylerin ne türden dehşetlere sebep olduğunu anlamak için video kayıtlara
ihtiyacı yok; çünkü elimizde Jentsch’in yazıları var: “psikostimulant
bağımlılıktaki bozukluklar: primatlar üzerinde yürütülen deneylerden elde
edilen kanıtlar…”,”farelerde şizofreni bağlantılı fenotiplere sebep oluyor”,
vb.
İlaçların
yeterliliğinin sorguya açık olduğuna ve hasta için son derece tehlike olma
potansiyeli taşıdığına lütfen dikkat edin. İlaç şirketleri (doğayı yok edenlere
yardım eden aynı şirketler) bu süreçte büyük rol oynuyor; ama tarihteki en büyük pazarlamacılar
olmasaydı herhalde bu kadar başarılı olamazlardı: yani psikiyatristler. Onların
bu yeteneğinin kanıtı ise 2008 yılında en çok para kazanan 19 ilaç şirketinin
kombine gelirinde görülebilir: 497 milyar dolardan fazla bir rakam söz konusu.
Son noktadan
itibaren bakarsak, insanların rızası olmaksızın onlar üzerinde deneyler yapacak
denli mutlu psikiyatristlerin tarih boyunca hiç eksik olmadığını görüyoruz;
meselâ MKULTRA takımını örnek verebiliriz.
Psikiyatri ve
ırkçılık arasındaki ilişki kanıtlanmıştır, ayrıca cinsel istismar (elbette
kadınların nesneleştirilmesi), sınıf ayrımcılığı ve diğerleri arasında da bu
ilişki kanıtlanmıştır. Tabii dünyanın her yerindeki hastanelerde bulunan
psikiyatrik tutuklular için de geçerli bu durum, sosyal normlara karşı
geldikleri ve pek de optimal sayılmayacak bu sistemin ağırlığını fazla
taşıdıkları için sessizce hakkında hüküm verilenler de dahil. Zamanında
psikiyatrik hastanelere yatırılmış (ve zor kullanarak yapıldığı da kesindir:
elinizdeki seçenekler, “ya kağıdı imzalarsınız ya da kendi adınıza karar
veremeyeceğinizi bizim ilan ederiz” şeklindedir )bir ergen olarak, burjuva
piskiyatristlerin ve ortaklarının iktidar ve güçlerini istismar ettiklerini
kendi gözlerimle gördüm; bu yüzden bu kısa yazıda sunduğum bilgilerin hiç
birisi ilk öğrendiğimde beni şaşırtmadı. Psikiyatrik koğuşlar hapisaneden daha
azı değildir asla; psikiyatristler hakim, savcı ve jüridir. Eğer Avrupalı
değilseniz, kadınsanız, işçiyseniz ya da
çocuksanız, ya da bu sevimli toplumumuzun sizi ezmeyi deneyeceği başka
bir pozisyondaysanız siz tutuklanmayı, zihin kontrol eden bağımlılık yapıcı
ilaçları ve bunların daha ötesinde yer alan tahakkümleri arzu ettiğiniz sürece
psikiyatri daima yanıbaşınızda olacaktır.
Var olan her
kötülük için psikiyatriyi suçlamaya çalışmıyorum. Bu mesleği iyi niyetler
güderek yapan insanlar var ya da nadiren ana akım psikiyatriyi reddeden ve
kendi yollarını yürümeye çalışan pratisyenler de var. Para kazanmayı , elitist
psikiyatri versiyonunu reddederek duygusal strese giren ve acı çeken insanlara
gerçekten yardım edenlerin yürüdüğü yolu destekliyorum. Ancak görebileceğiniz
gibi, psikiyatri insan ve hayvan sömürüsünün derinliklerine dek işlemiş
durumda, ister devlet, isterse kapital, işkence, ırkçılık veya iktidarını
sergilediği diğer araçlar aracılığıyla olsun psikiyatri insan ve hayvan sömürüsüne
göbekten bağlı. Peki bundan sonra ne olacak? Ben yolu psikiyatride bir şekilde
kesişen bütün tahakküm ve baskı çeşitlerini idrak etmenin önemli olduğuna
inanıyorum, psikiyatrinin çöküşünün içinde yaşadığımız bu canavarca sistemin
hayati önem taşıyan bir parçasının çökmesi olduğuna inanıyorum. Total özgürlük
hareketini kurmaya yardımcı olabilmek için bir fikir öne sürüyorum,
psikiyatriye karşı olan insanlarla, meselâ psikiyatriye rağmen hayatta
kalabilenlerle bir araya gelebiliriz. Böyle yaparak, sadece psikiyatri
tarafından değil başka şeyler tarafından da ezilen insan gruplarıyla bir araya
gelebiliriz (mesela LGBT toplumu gibi), böylece toplumsal mücadeleler
sprektrumu içerisinde bağlantılar kurma sürecine yardımcı olmuş oluruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder